Sn.Cumhurbaşkanının Vetosu ile bir kez daha ülke gündemine gelen 13 termik santralin baca gazı filtreleme sistemi ile ilgili veto kararı ne kadar doğru ise;bu meselenin kısa sürede çözümlenmesini beklemekte o kadar hayalcilik olduğu bilinmesi gereken bir gerçektir
Özel müteşebbisin 986 milyon$ özelleştirme marifeti ile aldığı işletmeye yaklaşık 350 milyon$ harcayarak baca gazı filtreleme sistemi yapmasını beklemek işin esasına bakıldığında olabilecek gibi görünmüyor zaten 7,5 yıllık süre zarfındada tam da bu yüzden olmamıştır.
TBMM’de verilen 2,5 yıllık süre veto edilmesede yine bu süre zarfında ve sonrada yine bu sebebten yapılmasıda pek mümkün görülmemektedir. Peki bu veto ile bu iş nereye varır diye sorulursa cevabı ilerleyen günlerde hep birlikte göreceğiz olacaktır.
Diğer taraftan bakıldığında Hidroelektrik santrallerinde (HES)de üretilen toplam enerji ülke tüketiminin ancak %8 ne tekabül etmesi Doğalgaz çevrim santrallerinin ürettiği elektriğin pahalı olması,elimizde nükleer santralimizin olmaması ve yine %60ın üzerinde dışa bağımlı olmamız.
Güneş Enerji santrali (GES)ve Rüzgar enerji santrali gibi Yenilenebilir ve alternatif enerji üretiminde arzu edilen başarının sağlanamamış olması Termik santrallerin vazgeçilmezliğini daha güçlü kılmakta ve yine bu yüzden kalıcı ceza yada kapatılmaları mümkün görülmemektedir.
13 termik santralin mevcut durumları incelendiğinde bazılarında olmadığı,bazılarında ise baca gazı filtreleme sistemin olduğu görülmesine rağmen teknolojilerinin eskiliğinden kullanılamadığı yada yetersiz kaldığı görülecektir.
Bu santraller içerinde Soma, tunçbilek ve Çayırhan termik santralleri en eski teknolojiye sahip olması Afşin-Elbistan A termik santralininde en son özelleştirilen olması nedeni ile özel sektör firmaları bazında 13 termik santral içerisinde durumları en zor olanlarıdır.
Netice itibarı ile toparlamak gerekir ise bu 13 termik santralden vazgeçmek mümkün görülmemektedir.Termik santralleri alan özel sektör ise baca gazı filtreleme sistemi pahalı olduğundan yapmak istemiyor. Ortada Sn. Cumhurbaşkanın veto kararını haklı kılan insan sağlığı,çevre ve doğal yaşama zararlarından kaynaklı siyasi bir irade ve karar ortada.
Bütün bunlarla birlikte aksi bir durumda siyasi irade,muhalefet bunu siyaseten kullanır kaygısı taşıyacak ve yine bu meseleyi çözmek devlete hükümete kalacak olan yine ülkemize vatandaşımıza olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.