19 Aralık 2019 Perşembe

Kahramanmaraş'ta biber yeme yarışması

Kahramanmaraş'ta biber yeme yarışması



Kahramanmaraş’ta düzenlene biber yeme yarışması renkli görüntülere sahne oldu.
Kahramanmaraş'ta düzenlene biber yeme yarışması renkli görüntülere sahne oldu. Yarışmanın birincisine altın biber figürü hediye edildi.

Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘Sektörel Eşleşmeler' etkinliğine, doğal tıp alanında çalışmalar yapan Dr. Ender Saraç katıldı. İş adamları, geleneksel lezzetlerin sektör temsilcileri ve vatandaşların da katıldığı programda, Dr. Saraç, kentin geleneksel lezzetlerinden olan Maraş biberi ile romatizmaya iyi gelen ağrı kesici merhem, zayıflama çayı ve kolesterol düşürücü merhem tarifleri de katılımcılara uygulamalı olarak sundu.

Kahramanmaraş'a özgü tatların başında yer alan biber, tarhana ve dondurma gibi tescilli ürünler de etkinlik alanında sergilenerek katılımcıların beğenisine sunuldu.

Etkinlik kapsamında, Maraş biberi yeme yarışması da yapıldı. Yarışmaya katılanlara yarışma sonunda külahla dondurma ikram edilirken, bazı yarışmacılar dondurmanın üzerine biber dökerek yedi. 7 kişinin kıyasıya yarıştığı biber yeme yarışmasında Adem Mağralı birinci oldu. Eyüp Baz ikinci, Hale Bolat üçüncü oldu. Yarışma sonucu dereceye girenlere altın, gümüş ve bronz biber verildi.

Kahramanmaraş Biberciler Odası Başkanı Muhittin Balçın, “Maraş biberi denilince insanın aklına, lezzet bakımından önemli ve dünyanın değerli bir biberi olarak karşımıza çıkar. Tatlı ama acı olan Maraş biberiyle ilgili katılımcılarımız biberlerini yediler kendilerini kutluyorum” diye konuştu.


Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Serdar Zabun, “Kahramanmaraş'ın biberi, tarhanası, paçası ve bu ürünlere lezzet katan sumak ekşisinin burada önemli anlatımlarla tanıtımını yapıyoruz. Bu ürünlerimiz ile birlikte kabarcık üzümümüz, samsa, sucuk gibi ürünlerimize tat veren pekmez ve ravanda şerbetimiz gibi yiyecek ve içeceklerimizin özelliklerini Dr. Ender Saraç anlattı. Kahramanmaraş'ın kendi varlıklarına, yiyecek, içecek, doğası, tarih ve kültürüne sahip çıkmasını diliyorum” diye konuştu.
Kaynak:IHA

Gürbüz, Mermer OSB 2 Bin Kişilik İstihdam Oluşturacak

Gürbüz, Mermer OSB 2 Bin Kişilik İstihdam Oluşturacak

Elbistan Belediye Başkanı Mehmet Gürbüz, ilçeye bağlı Bakış Mahallesi’ndeki ocaklardan çıkarılan mermerin işlenmesi için kurulacak Mermer Organize Sanayi Bölgesi’nin (OSB) 2 bin kişilik bir istihdam oluşturacağını söyledi.

Elbistan Belediye Başkanı Mehmet Gürbüz, ilçenin kırsal Bakış Mahallesi’nde mermer üretimi için yatırım yapan firmaların ocaklarında incelemelerde bulundu. Üretime başlayan ocakları ziyaret eden Başkan Gürbüz, sevkiyata hazırlanan mermer bloklarını da inceleyerek firma sahiplerinden bilgi aldı. İncelemeler sonrasında değerlendirmelerde bulunan Başkan Gürbüz, Elbistan’ın topraklarında yatan bu yer altı zenginliğinin ekonomiye ve istihdama sunacağı katkıya dikkati çekti.

Bakış Mahallesi’nin geniş mermer rezervini barındırdığını belirten Elbistan Belediye Başkanı Mehmet Gürbüz, toplam rezervin de 10 milyon ton olarak tahmin edildiğini söyledi. Elbistan topraklarından çıkarılan mermerin; ham mamulden işlenmiş ürüne dönüşmesi için de Mermer Organize Sanayi Bölgesi kurulmasını planladıklarının bilgisini veren Başkan Gürbüz, açıklamasının devamında, “Bakış Mahallemizde yurtdışına ihracat yapılan mermer madenimiz var. Bu bölgede 10 milyon ton civarında mermer rezervi olduğu tahmin ediliyor. Yıllık olarak da 200 milyon gibi bir ciro hedefi var. Burada, ulusal marka değeri oluşmuş ve uluslararası iş yapan firmalarımız var. Türkiye’de en kaliteli mermer işletmecisi olan firmalarımızın talebiyle Elbistan Organize Sanayi Bölgemizde işleme atölyeleri ve fabrikalar kurmak istiyoruz. OSB’mizin, karma OSB olması nedeniyle orada sadece mermer işleme atölyelerine ait olan bir Mermer OSB’yi, 2.etap genişleme sahasında inşallah hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Bunun öncelikle Elbistan ekonomisine çok büyük katkılar üreteceğini ve sağlayacağını umut ediyorum.”

Elbistan, Önümüzdeki Günlerde Adından Çok Sık Söz Ettirecek

Mermer OSB’nin istihdama ve ilçe ekonomisine katkısının da yadsınamayacağına işaret eden Elbistan Belediye Başkanı Mehmet Gürbüz, “önümüzdeki günlerde Elbistan adından çok sık söz ettirecek” dedi. Gürbüz konuşmasının devamında, “Yaklaşık 2 bin kişi civarında bir istihdam sağlayacak. Ayrıca burada yapılacak mermer işleme çalışmaları, alım-satımı, yurtdışından buraya ihracat için gelen firmaların kent ekonomisini günlük olarak da ayakta tutacaktır. Ben şehrimize gelip bu imkanları şehre kazandırmaya çalışan firmalara çok teşekkür ediyorum. Elbistan, ekonomisi ile madeni ile istihdamı ile önümüzdeki günlerde adından çok sık söz ettirecek. Elbistan mermerinin de bir marka olmasını bekliyoruz. Topraklarımızın altında yatan bu değerin, dünya piyasasında yer alması için işletmelerimiz ile görüşmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Firma yetkilileri de, Elbistan’da üretilen mermerin Uzakdoğu ülkelerine ihracı noktasında işadamlarının bölgeye geldiğini ve ürünleri incelemeye başladığını ifade ettiler.

18 Aralık 2019 Çarşamba

Elbistan Belediyesi’nden Okul Kantinlerine Denetim



Elbistan Belediyesi Zabıta Müdürlüğü görevlileri, Ankara ve Diyarbakır'da okul kantininde satılan şırınga çikolatanın neden olduğu iddia edilen ölümler sonrası harekete geçti.


 İlçedeki okul kantinleri ile çevredeki bakkal ve marketleri denetleyen zabıta görevlileri, ürünlerin son kullanma tarihlerini ve TSE damgası olup olmadığını tek tek kontrol etti. Zabıta ekipleri, denetledikleri kantin ve bakkallarda iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı, kantin ve personelin genel hijyen durumu ve kullanılan gıdaların muhafaza koşullarına uygunluğu gibi konular üzerinde titizlikle durdu. Yapılan denetimlerde, şırınga çikolata olarak bilinen ürünlere rastlanmazken gıda güvenliği ile ilgili çalışmaların aralıksız süreceği bildirildi.


Denetimlerle ilgili olarak Elbistan Belediyesi’nden yapılan açıklamada, okul kantinlerinde öğrencilerin sağlığını tehlikeye düşürecek herhangi bir gıda ya da ürünün satılmasına asla müsaade edilmeyeceği vurgulandı.




Açıklamada, “Zabıta Müdürlüğümüze bağlı ekipler, ilçe genelindeki okul kantinleri ve çevrelerindeki bakkal ile marketleri, eğitim-öğretim yılı başından itibaren rutin olarak denetlemektedir. Zabıta ekiplerimiz, Ankara ve Diyarbakır illerinde 2 çocuğun ölümüne neden olduğu iddia edilen ‘şırınga çikolata’ ile ilgili de çalışmalarına başlamıştır. Özellikle okul kantinlerinde öğrencilerin sağlığını doğrudan etkileyen bu ve benzeri gıda ürünlerinin satılmaması konusu üzerinde hassasiyetle durulmaktadır. Denetimlerimiz esnasında kantinler ve diğer işletmelerde ilgili tespit edilen eksikliklerle ilgili gerekli uyarılar ve işlemler yapılmaktadır. Geleceğimizin emaneti olan çocuklarımızın, sağlıklı ve hijyenik ortamlarda eğitim hayatlarına devam etmeleri için denetimlerimiz aralıksız olarak sürecektir” denildi.

Termik Santralin Dibindeki Mahalle Taşınmak İstiyor




Afşin-Elbistan A Termik Santrali'nin bulunduğu Çoğulhan Mahallesi'nin sakinleri taşınmak istiyor. Oğlu kanserden ölen Muhtar Kadir Sönmez, bir zamanlar 10 bini bulan mahalle nüfusunun santral nedeniyle bin 100'e kadar düştüğünü belirterek, "İmkanı olan gitti, imkanı olmayan kaldı. Mahallenin taşınmasını istiyoruz." dedi.

Termik Santralin Dibindeki Mahalle Taşınmak İstiyor
Kahramanmaraş Afşin'de 1975'te, dönemin başbakanı Süleyman Demirel tarafından temeli atılan Afşin-Elbistan A Termik Santrali'nin inşaatı 9 yıl sürdü. Santral, 21 Ekim 1984'te Turgut Özal'ın başbakanlığı döneminde ilk ünitesinin devreye alınmasıyla enerji üretmeye başladı. Santral, Çelikler Holding'e devredildiği Kasım 2018'e kadar 34 yılda 120 milyar 499 milyon 910 bin kw/h saat elektrik üreterek ülke ekonomisine büyük katkı sağladı ancak katkıdan çok kirlilikle gündeme geldi.

DHA’da yer alan habere göre; baca gazı arıtma tesisi olmayan, kül tutucu filtrelerinin arızalı olduğu santralden en çok etkilenen ise tesisin bulunduğu Çoğulhan Mahallesi sakinleri oldu. Santralden çıkan zehirli gazlar ve etrafa saçılan kül nedeniyle insanların evlerini bırakıp göç etmesiyle mahallenin eski günlerinden eser kalmadı.

Mahalle Muhtarı Kadir Sönmez, B Termik Santrali'nin de yapılmasıyla mahallenin yaşanmaz hale geldiğini söyledi. B santrale kömür taşıyan bant yolunun mahallenin içinden geçtiğini, iki santral arasında sıkışıp kaldıklarını ifade eden Sönmez, şunları söyledi: "Mahallemizin nüfusu 10 bin civarındaydı, şimdi ise bin 100'e düştü. A ve B Termik Santrali'nin arasında sıkıştığımızdan dolayı hastalıklar çoğaldı bölgemizde. Külden dolayı vatandaşımız göç etti. Bizi iki santral arsında sıkıştık kaldık. Mahallemizin başka bir yere taşınmasını istiyoruz. Kalkacağı sözü verilmişti. Mevcut belediye başkanı da kalkması için uğraşıyor. Birtakım iyileştirmeler de yaptılar ama yine de kül atıyor. Mahallenin taşınmasını istiyoruz çünkü yaşam hakkı kalmadı. Ben, 27 yaşında oğlumu kaybettim kanser hastalığından. Yıllardan beri burası kül atıyor. Yetkililerimizden verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Santral nedeniyle dışarı çıkamıyoruz."


Mahalle sakinlerinden olan ancak bir süre önce ilçe merkezine taşınan Yusuf Korkmaz ise santralden dolayı kanser hastalığının arttığını söyledi. İki santrale sahip olduklarını ancak mahallenin en büyük sorununun işsizlik olduğunu belirten Korkmaz, "Kanserden, hastalıktan ölenin haddi hesabı yok. Ankara'ya gitsen 'Elbistan'dan mı geliyorsun?' diyorlar doktorlar. Evi mecbur taşıdım. İki katlı evim, arazim, traktörüm var, hepsini bırakıp gittik. Ne yapalım, ölelim mi?" dedi.

Bir diğer mahalle sakini Nurettin Doğan ise birçok yakınını kansere kurban verdiğini söyledi. Bunun da en büyük nedeninin A Termik Santrali olduğunu belirten Doğan, "Ben 2 tane ağabeyimi kanserden kaybettim. Amcamın oğlunu ve yeğenimi de kaybettim. Ağabeyimin biri şu anda tüple yaşam mücadelesi veriyor." diye konuştu.

Ahmet Tatar da santralin yıllardır çevreye zehir kustuğunu ancak özelleşince bunun daha da çok arttığını öne sürdü. Tatar, şöyle konuştu: "Son 1 seneden beri daha fazla kül yemeye başladık, daha fazla kül atmaya başladı. Devlet zamanında önlem alınıyordu. En azından tamiri yapılıyor ya da durduruluyordu ama bunlar onu yapmıyor.”

Ali Öztunç:işcilerin mağduriyetini meclis gündemine taşıdı



Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi sonucu açıkta kalan ve 2018 yılında çıkartılan bir KHK ile öncelikli işe alım belgeleri olmasına rağmen 35 yaş üstü oldukları gerekçesiyle bu hakları da ellerinden alınan işçilerin mağduriyetini Meclis gündemine taşıdı.

Ekonomik kriz her geçen gün sokak ve pazarda etkisini daha fazla hissettirirken, özellikle iktidarın ekonomi kurmaylarının dillerinden düşmeyen istihdam sözleri de birer birer havada kalıyor.

Memleketlisinin her derdine derman arayan CHP’nin çalışkan vekili Ali Öztunç, şimdi de  özelleştirmeler sonucu ekmeğinden edilen, sonrasında da verilen hiçbir sözün tutulmadığı işçilerin hayat mücadelesine omuz vermek için Meclis çatısı altında girişimde bulundu.

Özelleştirmeden dolayı mağdur edilen, 35 yaş sınırı ile ikametgâh zorunluluğu şartına takılan Kahramanmaraş ve Adıyaman AKEDAŞ’ta çalışan yaklaşık 30 personelin sorunlarının bir an önce çözüme kavuşturulmasını talep eden Öztunç, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in yazılı olarak cevaplandırması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi sundu.

“İŞÇİLERİN HAKLARI NEDEN VERİLMİYOR?”

Öztunç’un Önergesi ve Kamuoyu Adına Yanıt Beklediği Sorular Aynen Şu Şekilde;

3096 Sayılı Kanuna istinaden özelleştirme kararı sonucunda 31.12.2010 tarihinde işletme devir hakkı sözleşmesi ile TEDAŞ (GÖKSU EDAŞ) Dağıtım Şirketinden Adıyaman ve Kahramanmaraş ilerinde görevli personeller özel dağıtım şirketine devir edilmiştir. TEDAŞ’a bağlı 21 dağıtım şirketinden 19 dağıtım şirketi 4046 Sayılı Kanun ile özelleşmiş olup, bu kanun ile özelleşen personeller kurum içi ya da kurumlar arası atama ile farklı kamu kurum ve kuruluşlarına ataması yapılmıştır. 2019 yılında yine 3096 Sayılı Kanun ile özelleşen ve devri yapılan Afşin/Elbistan Termik Santrali işçi personeline, kanuna son anda eklenen madde ile kurum içi geçiş hakkı tanınarak işçi olarak atamaları yapılmıştır. 2019 tarihi itibariyle Adıyaman ve Kahramanmaraş illerinde dağıtım şirketinin özelleştirilmesinden dolayı mağdur olan yaklaşık 30 personel bulunmaktadır.

Bu işçiler, KİT, kamu kurum ve kuruluşlarına işçi alımlarında öncelik belgesi ile öncelikli olarak müracaat edebiliyorken, 2018 yılındaki 322 Sayılı KHK ile işçi alımlarında 35 yaş sınırı ve ikametgâh zorunluluğu getirilmesi ile birlikte bu haklarını kaybetmişlerdir. Artık devlet kurumlarına geçiş hakları ellerinden alınmıştır.

Önergesin de;

Özelleştirmeden dolayı mağdur edilen bu işçilerin kazanılmış hakları neden verilmemektedir?
Dağıtım şirketinin özelleştirilmesinden dolayı mağdur olan ve 35 yaş sınırı ile ikametgâh zorunluluğu şartına takılan Adıyaman ve Kahramanmaraş AKEDAŞ’ta çalışan yaklaşık 30 personelin, Afşin-Elbistan Termik Santralinin özelleştirilmesi sonrası ek bir madde ile personele kurum içi atama izni veren düzenleme, bu işçiler için de yapılamaz mı?
322 Sayılı KHK ile getirilen yaş sınırlaması ve ikamet zorunluluğunun, KİT, kamu kurum ve kuruluşlarının işçi alım müracaatlarında, özelleştirilmeden dolayı öncelik belgesi olan bu işçilerin yaş sınırlaması ve ikametgâh zorunluluğundan muaf tutularak mağduriyetlerinin giderilmesi yönünde bir çalışmanız olacak mıdır?

17 Aralık 2019 Salı

Camilerde tabure ve sandalye üzerinde namaz kılma devri kapandı


Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, camilerde ve mescitlerde tabure ve sandalye üzerinde ima ile namaz kılma devrini sonlandırdı.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulu, camilerde ve mescitlerde tabure ve sandalye üzerinde namaz kılma durumunu yeniden değerlendirildiğini duyurdu. 81 il valiliği ve il müftülüğüne yollanan yazılı metinle cami ve mescitlerde, tabure ve sandalye üzerinde namaz kılma eyleminin uygun olmayan görüntüleri ortaya çıkardığı, cami adabını ve cemaat ruhunu bozduğu, cemaat içinde huzursuzluk ortaya çıktığı gerekçesiyle uygulamanın kaldırıldığını beyan etti.
Cami içinde sabit oturaklar ve müteşekkil müstakil mekanların oluşturulmasının cami doku ve kültürüyle bağdaşmadığının da belirtildiği yazıda, sağlık problemleri gerekçesiyle normal şekilde namaz kılamayan bireyler için de açıklama yapıldı.
Namaz vakti girince evlerinde, bulundukları yerlerde, cami ve mescitlerde tabure ve sandalye üzerinde namaz kılınabilmesine ilişkin Din İşleri Yüksek Kurulu'nun aşağıda yer alan görüşü uyarınca vaaz ve hutbeyle duyurulacak olan yeni kararlar ise şu şekilde:
“Namazı normal şekli ile ayakta kılmaya gücü yetmeyen kimse için asıl olan namazı oturarak kılmaktır. Böyle kişilerin namazını kendi durumlarına göre diz çökerek veya bağdaş kurarak yahut ayaklarını yana ya da kıbleye doğru uzatarak kılmaları uygun görülmüştür.
Ayakta durabilen ve yere oturabildiği halde secde edemeyen kimselerin namaza ayakta başlamaları, rükûdan sonra yere oturarak secdeleri ima ile yapmaları, ayakta durabildiği halde oturduktan sonra ayağa kalkamayan kişilerin namaza ayakta başlamaları, secdeden sonra namazı oturarak tamamlamaları, namazı aslî şekline uygun olarak kılmaya engel olmayacak hafif bedeni rahatsızlıkların bu konuda meşru mazeret olarak görülmemesi, dinî açıdan zorunlu ve meşru bir sebep bulunmadıkça namaz kılmak amacı ile camilerde sıralar halinde sabit oturakların yapılmasının, cami doku ve kültürüyle bağdaşmadığı, bu sebeple hastalık ve özürlülük gibi herhangi bir rahatsızlığı bulunan kimselerin, zorunlu olmadıkça namazlarını sandalyede değil, yere oturarak kılmalarının uygun görülmüştür.”
İma ile namaz kılanlar için daha önceki talimat uyarınca yer ayrılması uygulamasından vazgeçildiği ifadelerinin de yer aldığı yazılı açıklamada, cami ve mescitlerin içinde sabit oturaklardan müteşekkil müstakil mekanlar oluşturulmayacağı da açıklandı.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Cami ve mescitlerde ima ile namaz kılanlar için hazırlanan sabit oturaklar kaldırılacaktır. Camilerde ihtiyaç olması halinde sadece katlanabilir tabure kullanılabilecektir. Hiçbir şekilde oturması mümkün olmayacak tarzda mazereti olanlar katlanabilir taburesini alıp safların arasına girerek namazlarını kılacaklardır. Cami görevlileri tarafından engelli, yaşlı ve mazeret sahibi olan vatandaşlarımızın namazlarını oturarak veya tabure üzerinde nasıl kılacakları hususu titizlikle anlatılacaktır” ifadelerine yer verildi.

16 Aralık 2019 Pazartesi

Kahramanmaraş'ta MHP li Başkan istifa etti!



Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kahramanmaraş İl Kadın Kolları Başkanı Doç. Dr. Nadire Karademir, Başkanlık görevinden istifa etti.

8 yıldır MHP İl Kadın Kolları Başkanlığı görevini sürdüren Halide Akben, geçtiğimiz yıl görevi Doç. Dr. Nadire Karademir’e bırakmıştı. Böylelikle Parti’nin kuruluşundan buyana Kahramanmaraş İl Kadın Kolları Başkanlığına ilk kez akademisyen biri gelirken Karademir, teşkilat içinde yaptığı çalışmalar ile dikkat çekti. Yaklaşık 1 yıldır bu görevi sürdüren Nadire Karademir’in sağlık sorunları nedeniyle Başkanlıktan istifa ettiği öğrenildi. Kendisine telefonla ulaştığımız Karademir, istifasını Genel Merkeze sunduğunu ve partisi için bundan sonra çalışmaya devam edeceğini vurguladı.

Korona Günlerinde İstanbul’da Sağlık-1 Kamu Hastaneleri Raporu

İlk olarak Aralık ayının sonunda Çin’in Wuhan şehrinde saptanan Covid-19 hızla bütün dünyaya yayıldı. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koc...